Şu besiktaşi benim kadar kim bilir acaba....
Yillarim gecti biliyor musunuz burada. Öyle cocukluk ömür felan degil. Bir sevda gecti yani başimdan...
Şu sahil varya.. Keşke oradaki esarcilarin tinercilerin alkoliklerin dili olsada anlatsa denizle nasil ahpap olduğumu. Şimdiyse en tuhafi her gün üsküdara gelip oradan iş yerimin olduğu beşiktaşa varmamdir. Gülüyorum şuanda hani derlar ya Allahin sopasi yok diye ve Sezen Aksu şuanda şöyle diyor: "bakalim kim daha çabuk unutacak." Hani ölümü bile unutuyor insan oğlu bir tat sevdanin mi tadi damağimizda kalacak. Demlene demlene ne çayimizda hal kaldi nede sevdalarimizda.
Korkarak yaklaşmaya başladim hayat baharimda. Şimdi bir eli tutmak benim için lüks gibi. Hangi ayrilik var ki hüzün doğurmasin göğüs kafesimize... Şimdi fotoğraf çekiyorum her gün Üsküdar Beşiktaş arasinda maziden kalan kiriklardan degil ama arsizliktan olacak sanirim. Sevdiginin gectiği yollar fazladan gecince sevda bile kalmiyor geride. Yeni bir hayat kurabildim mi kendime hayir. Ne bende dikiş tuttu nede karşimdaki insanlara "istediklerini" verebildim.
Velhasil kelam; ne şerha şerha yarilan bir yüreğim, nede altinin kisilmasini beleyen bir çayim var. Işim var gücüm var.
Unutmadan hiç kimsenin elde edemeyeceği kadar büyük dostluklarim var...